İBB Lideri ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Semt Pazarı’nda, esnaf ve vatandaşlarla buluştu.
İmamoğlu, kendisine, pazardaki pahalılığın nedenini soran bir vatandaşa, “Pahalılık; o hükümetin işi. Bizim işimiz değil” karşılığını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Adnan Kahveci Mahallesi’ndeki Beylikdüzü Kapalı Semt Pazarı’nda, esnaf ve vatandaşlarla buluştu.
İmamoğlu’na pazar ziyaretinde Beylikdüzü Belediye Lideri Mehmet Murat Çalık da eşlik etti. Ağır ilgi altında gerçekleştirilen ziyaretin ana gündem hususu ikinci cinse kalan Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu.
“PAHALILIK; O HÜKÜMETİN İŞİ”
İmamoğlu, bir vatandaştan gelen, “Kazanacağız değil mi ikinci turda” sorusuna, “Çalışacağız ve kazanacağız” cevabını verdi. Bir diğer vatandaş da İmamoğlu’na, “Burada kazandığınızda, seni seçtik. Çok mutlu kaldık. Ama bu pazardaki pahalılık ne” sorusunu yöneltti. İmamoğlu bu soruyu, “Pahalılık; o hükümetin işi. Bizim işimiz değil. Hükümeti yollayacağız” halinde yanıtladı. Bu cevap üzerine ortaya giren vatandaş, İmamoğlu’na, “Siz de karışacaksınız” karşılığını verdi. “Hükümet olunca karışacağız” diyen İmamoğlu, vatandaşın, “Ne vakit ucuzlayacak” sorusunu, “Bunları yollayınca. Daha işimiz bitmedi. Birinci çeşitte kazanan yok. İkinci tıpta kazanacağız inşallah” biçiminde yanıtladı. İmamoğlu, tıpkı vatandaşın, “Adam bir şey konuştu, hepsi…” diye kelamlarını sürdürmesi üzerine de “Onların demesine bakma. ‘Adam’ kazanamadı yani. İkinci tıpta bakacağız” karşılığını verdi.
“HÜKÜMET, İSTEK ETTİĞİ BİR BİÇİMDE İNANILMAZ BİR BİLGİ KİRLİLİĞİ YARATTI”
İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ait sorularını da pazar ziyaretinin sonunda yanıtladı. İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın verdiği cevaplar şöyle oldu:
İmamoğlu, 28 Mayısa kadar olan sürecin nasıl devam edeceğiyle ilgili şunları söyledi:
“Zaten büyük oranda Türkiye’nin her noktasına güçlü bildirilerimizi verdik. Natürel ikinci tipe kaldı. Sonuçta birinci cinsin kazananı yok. Bu yeni hükümet sisteminin kazananı olmak için, 50+1 oy almak lazım. Hasebiyle maça 0-0 başlayacağız. Artı 1 alan da seçimi kazanacak. Bu bakımdan ağır bir gayret devri, kararlılıkla, son ana kadar… Bir sefer herkesin yeniden sandığa gitmesini istek ediyoruz. İki; büyük oranda İstanbul’daki hemşehrilerimle birlikte dolaşacağım, gezeceğim, herkesle süreci paylaşacağım. Onlara, yanlış anlaşılmış bir şey var ise, onların izahını yapacağım. Zira hükümet, ne yazık ki, yeniden istek ettiği bir biçimde inanılmaz bir bilgi kirliliği yarattı. İnsanların üzerine leke atmaya çaba etti. Gerçekleri saptırdı. Tekrar insanları ne yazık ki; inançlı, inançsız, dinsiz, imanlı, imansız, ‘milliyetçi değil, vatan haini, terörist’ üzere kavramlarla bertaraf etme uğraşı içinde oldu. Memleketin insanına o kadar kalıcı ziyanlar veren bir hükümetle karşı karşıyayız ki. İnsanına hizmetini anlat, başımızın üstünde yerin var. Hizmetini anlatırken, yapamadığın varsa, ‘Daha düzgününü yapacağım’ de. Başımızın üstünde yerin var. Fakat bırak milletin inancını, dinini, imanını. Bu senin işin değil. Haddin de değil.”
“DOĞRULARI ANLATACAĞIZ”
“Bunu anlatacağız, insanlarımızla paylaşacağız. Medyanın gücü, devletin gücü; birçok noktada insanlara bu anlatımla tesirli olmuş olabilirler. Kandırılmış olabilir halkımız. Siyasi taraftarlıktan bahsetmiyorum. Saf halkımızdan bahsediyorum. Bunların hepsini tane tane anlatacağım. Vatandaşımızı dinleyeceğim. İstanbul’da lakin pazarlarda yapacağım bunu fakat gençlerle buluşacağım ancak emeklilerle buluşacağım. Bazen bir kahvehanede olacağım. İlçe ilçe dolaşacağım. Bugün, Beylikdüzü’nde çok merak ettiğim iki üç şantiyemiz vardı, onları ziyaret ettik Belediye Liderimizle. Artık de bir pazar ziyareti. Sonrasında tekrar günlük takvimimiz devam edecek.”
“ABLACIĞIM; TARLADAKİ TRAKTÖRÜN MAZOTUNU BEN PAHALILAŞTIRMIYORUM”
İmamoğlu, 14 Mayıs’ta 8,5 milyon seçmenin oy kullanmamasına ait yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Türkiye’de her vakit bir oy kullanmayan kesim var. Bu kimi seçimlerde yüzde 20’ye kadar çıkmıştır. Bu seçimde, yüzde 10’un biraz üzerinde kullanmayan seçmen var. Bu sanki her vakit oy kullanmayan mı? Başı karışık olan mı? Bunlara bakacağız. Tahlil ediyoruz. Araştırmalarımız var. Sesimizin ulaşmadığı kitleler olduğunun farkındayız, bilhassa konut bayanları konusunda… İşte az evvel hemşerimiz anlatıyor. Diyor ki, ‘Geçen pazarda karşılaştık bir bayanla, ‘Tezgahtaki pahalılığın nedeni Büyükşehir Belediye Başkanı’ diye anlatıyor. ‘Anlatıyoruz ona, fakat anlamıyor. ‘Hayır’ diyor ‘Bu tezgahtaki pahalılığın sebebi Büyükşehir Belediye Lideri.’ İşte bunu kim diyor onlara? Onların izlediği ekran. Ablacığım, tarladaki traktörün mazotunu ben pahalılaştırmıyorum. Traktör euroyla, dolarla bu ülkede imal edilip satılıyor. Dövizi ben çıkartmıyorum. Yüzde 100 enflasyonla, milletin cebindeki parayı ben pul etmiyorum. Bütün bunlar hükümetin işi. Ekonomik istikrarsızlık hükümetin işi. Milletin bu iktisadın, enflasyonun altında ezilmesinin sebebi, hükümet. Biz değiliz. Bunları anlatıyoruz, lakin demek ki kâfi anlatamamışız. Daha çok anlatacağız. Onları aldatanların temel iktisadın sorumlusu, onları aldatanların temel fakirliğin, yoksulluğun sebebi olduğunu anlatacağız.”
“BİZ, YOKSULLUĞU NASIL HAFİFLETEBİLİRİZ MÜCADELESİNDEYİZ”
“Aksine biz, yoksulluğu nasıl hafifletebiliriz gayretindeyiz. Az evvel bir anne-çocuk gördüm. ‘Anne kartımızı kullanıyor musunuz’ dedim. ‘Evet’ dedi. Hatta Büyükçekmece’de oturuyormuş. Demek ki buraya, çocuğunu yanına aldı, fiyatsız geldi. Tahminen de o kartı olmasaydı, bu pazara gelemeyecekti. Artık alışverişini yaptı. Ben onu, nereden baksan 20-30 liradan kurtardım. Tahminen 30 lirayla konutuna bir kilo daha meyve alacak, iki kilo daha zerzevat alacak. Ben, bunu yapabiliyorum. Büyükşehir Belediyesi olarak fakire yardım… Ki bunu 5 kat artırdım. Ya da fakirin cebinden bir şeyleri eksiltme. Ne yapıyorum? Farkında değiller; 75 bin öğrencisine burs veriyorum. O burs verdiğim kadar para, anne-babanın cebinde kalıyor. Tahminen onun çocuğunun öbür bir gereksinimi için, sıhhati için kullanıyor. O bakımdan biz bunu yapabiliyoruz. Ancak iktisadın sorumlusu, bu ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı ve onun hükümeti. Ve başarısızlar. Yani birinci kere bu kadar yoksul, fakir bir Türkiye… Fakat şunu söyleyeyim: Bu saatten sonra, bir; herkesin oy kullanması için herkese anlatacağız. Oy, bu insanların namusudur. Oyun kullanılması lazım. Bu oy hesabının, kesinlikle ve kesinlikle sandık günü takip edilmesi lazım. Ki sahiden güçlü düzeyde ettiğimizi düşünüyorum. Eksiklerimiz var. Onları çek ediyoruz. Zati o bahiste açıklamalar bugün yapıldı diye biliyorum.”
“SANDIKTA OYUMUZU DAİMA BİR ARADA KOLLAYACAĞIZ”
Herkes sizden açıklama bekliyordu. Oylara sahip çıkıldı mı? Bilgi kirliliği var çünkü…
“Öncü dayanaklarımız oldu. An be an takip ettik. O gece aldığımız dataları paylaştık. Karşı taraf, ‘Efendim, sen yanlış paylaştın’ diyor karşı taraf. Biz, anlık datayı paylaştık. Dedik ki, ‘Şu anda 1,5 puan öndeyiz.’ Dedik ki, ‘Şu an 1 puan gerideyiz.’ Bunları anlattık. Ancak şunu demedik Anadolu Ajansı’nın gösterdiği üzere: 60’a 40 göstermedik ekranı. Bizim anlattığımız bu. Milleti aldatmadık. Elimizde ne varsa, onu söyledik. Sonuçlandı. Artık bakıyoruz; kazanan yok. Herkes, bir kişiyi ikna edecek, sandığa getirecek. Herkes, kesinlikle oyunu kullanacak. Kesinlikle tekrar misyon alıp, sandıkta oyumuzu daima bir arada kollayacağız. Kimse kuşku duymasın.”