Cumhur İttifakı’nı destekleyen HÜDA PAR’ın Hizbullah’la alakası olduğu savlarına yönelik soruya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “HÜDA PAR’da Hizbullah da dahil benim dönemim içerisinde biz bunlarla ilgili bir tek adım görmedim. HÜDA PAR’ın bir terör örgütüyle bağını belirtebilecek bir yapılanma içerisinde olduğunu görmedim. Tespit etmedim, tespit edersem yaparım aslında. Bir siyasi partinin terör hareketini gördünüz mü? Ya bırakın Allah‘ını severseniz bu türlü tartışmaları. PKK’ya meşruiyet sağlamak için birilerinin ortaya çıkardığı şeyler” diye konuştu.
“ASELSAN’I, HAVELSAN’I NE YAPACAKSINIZ?”
Mülakattın kaldırılması vaadine ait görüşleri sorulan Bakan Soylu, devletin nitelikli yerlerine alım yapılması durumunda mülakatın mecburî olması gerektiğini söyledi. Soylu, “Devletin nitelik işlerinin dışında bu elbette ki yapılabilir, buna itiraz etmiyoruz. Ancak dünyanın bütün kıymetli şirketlerinin tamamında mülakat var. Fakat siz devletin nitelikli işlerine adam alacaksanız buna mülakat yapmak zorundasınız. Diyelim ki kaymakamlığın bir arazı var. Birini polis yapıyorsunuz, asabiyeti var. Olabilir mi? Kimi işler var mesela Aselsan’ı ne yapacaksınız? Havelsan’ı ne yapacaksınız? Burada elbette ki hakkaniyeti ve adaleti yedirmeyecek bir formda bunu yapabiliriz” açıklamasında bulundu.
KIZILAY ELEŞTİRİLERİNE YANIT
İçişleri Bakanı Soylu, depremin ardından Türk Kızılay Lideri’ne ve kurumun çadır satışına ait yapılan tenkitler için şu değerlendirmelerde bulundu; “Kızılay bizim en güçlü kurumumuz. Eksikler olmuştur. Ancak dönüp burayı taşlamanın bir manası yok. Kurumun kendi içerisinde bir işleyişi vardır. Bırakalım kurum kendisi karar versin. Biz kurumun liderini misyondan alma yetkisine haiz değiliz. Bu türlü bir yetkim yok. Kimsenin de bu türlü bir yetkisi yok. Kızılay kendine ilişkin kamuya ilişkin birtakım özellikleri olan bir sivil toplum örgütü. ve bu sivil toplum örgütü kendi içerisindeki bu değerlendirmeleri yapar.”
“BENCE KIZILAY’I YIPRATMAYALIM”
Soylu, Türk Kızılay’ın çadır satışına ait de “Kızılay’ın konteyner fabrikası var. Kızılay’ın çadır fabrikası var. Yıllardan beri bu işleri yapar Kızılay. Türkiye’de çadır yapıldığı firma var. Onlara ihale açarız. Bizim son iki üç ihalemizi, yedi ay evvel Kızılay aldı. Bu da olağan değil mi? Evvel anlaşmış sonra anlaşmış. Bunu bilmiyorum bir terminleşmişler. Bu orada kıymetlendirilebilir. Ancak orayı yıpratmakla ne kazanacaksın? Kızılay’ı yıpratmak mı? Bizim yemek işini de gördüler. Allah bin sefer razı olsun. Daha da toplumsal sıkıntılarda ellerinden gelen katkıyı gösterdiler. Allah bin kez razı olsun. ve Kızılay bizim kurumumuz. Bence Kızılay’ı yıpratmayalım” tabirlerini kullandı.