İSTANBUL (İGFA) – Sigara, tuzlanmış, tütsülenmiş ve yağlı besinlerin fazla tüketimi, radyasyon, fazla yağlı beslenme, kimi bakteri ve virüs enfeksiyonları, yapay kimyasallar, olumsuz çalışma şartları, yetersiz zerzevat ve meyve tüketimi ve yetersiz posa tüketimi kanser riskini arttıran ögeler ortasında yer alıyor.
Bunun yanı sıra sigara içmemek ve sigarasız ortamda yaşamak, pestisit ve kimyasallara az maruz kalma, radyasyondan korunma, günlük güçten gelen yağ oranının yüzde 30 un altında olması, bol taze sebze-meyve tüketimi ve posadan varlıklı diyet ile beslenme ise kanser riskini azaltmaya yardımcı oluyor.
Sağlıklı ve istikrarlı beslenmenin yanı sıra nizamlı idmanın de fiziki ve mental sıhhat için çok kıymetli olduğunun altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, kanser riskini azaltmak için beslenmeye yönelik şu tavsiyelerde bulundu.
- Yeterli ve istikrarlı beslenmeli, öğünlerde tüm besin kümelerinden yiyeceklerin yer aldığı istikrarlı menüler hazırlanmalı.
- Günde en az 5 porsiyon zerzevat yahut meyve tüketilmeli. En az 2 porsiyonu yeşil yapraklı sebzeler yahut portakal, limon üzere turunçgiller olmalı.
- Rafine tahıllar ve saf şeker yerine tam taneli tahıllar tercih edilmeli.
- Özellikle yağ içeriği yüksek ve işlenmiş kırmızı et tüketimi sonlandırılmalıdır. Kırmızı et yerine balık, tavuk, kuru baklagiller tercih edilmeli.
- Yağ alımının azaltılması için yemekler az yağla pişirilmeli, et yemekleri yağ eklenmeden kendi yağları ile pişirilmeli, kızartma, kavurma üzere pişirme usulleri yerine haşlama, ızgara, fırında pişirme usulleri tercih edilmeli.
- Kansere karşı tek tip beslenmeden kaçınmak gerekiyor. İster doğal ister işlenmiş besin olsun çok tüketim her vakit ziyan verir.
- Pek çok hastalığın ve kanserin sebebi fazla kaloridir. Bu nedenle zerzevat ve meyve tüketilmeli, günlük 25-30 dakika yürüyüş yapılmalı, sigarada uzak durulmalı ve vücut kitle indeksinin olağan standartlarda yani 18-25 ortasında tutulmasına ihtimam gösterilmeli.